ARMUT YETİŞTİRİCİLİĞİ
Armutlar genel olarak 7 °C nin altında 1000 – 2300 saat soğuklamaya ihtiyaç gösterirler. Bu türü bir çok çeşitlerinde en yüksek kaliteli, meyveler yazları sıcak ve kurak yerlerde olur.
Armudun elmaya göre daha fazla bir ortalama sıcaklık istediği görülür. Armut yetiştiriciliği, bu yüzden Akdeniz ikliminin hakim olduğu bölgelerde, elmaya göre daha ekonomik olarak yetiştirilir.
Armut bir mutedil iklim ağacıdır. Elmaya göre soğuklara daha az dayanıklı olduğundan kuzey yarım küresinde 55 enlem derecesinden daha yukarılara çıkamaz. Yükseklik bakımından da, elmaların yetiştiği fazla yüksek yerlerde bulunmaz.
Armut ağacı - 25 ila – 30 °C dereceye kadar dayanırsa da uzun süren şiddetli soğuklarda, özellikle nemlice olan topraklarda, ağaçlarda sürgün uçları donar. Armut çiçekleri – 2.2 °C , ufak meyveleri –1.1 °C derecede dondan zarar görür.
ARMUT YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BİTKİ BESİN NOKSANLIKLARI, BELİRTİLERİ, GİDERİLMESİ, GÜBRELEMESİ
Armutta çinko noksanlığı
Armutta çinko noksanlığının tipik belirtisi, daralmış, küçülmüş yapraklar
ve rozet oluşumudur. Bu ölçümün nedeni ise boğum araları uzunlukları oldukça
kısalmış olmasıdır.
Yaprak kenarları bazen dalgalı bir hal alırlar. Yaprak yüzeyin de damar
kenarları yeşil kalmak üzere, damar aralarında sari mozaik şeklinde lekeler
oluşur.
Noksanlık çok şiddetli değilse sadece yaprakları etkiler, sürgün gelişimi
normal devam eder. Ancak noksanlık şiddetli ise sürgün gelişimi tamamen durur.
Sürgünlerde meyve tomurcuğu sayısı azalır veya tamamen yok olur. Taş çekirdekli meyvelerin meyve etlerinde kararmalar görülür.
Armutta Potasyum noksanlığı
Armutta Potasyum noksanlığının çok şiddetli olması halinde bu kısımlar siyaha döner, ölür; kuruyarak dökülür.
Özellikle meyve ağaçlarında tipik olarak görülen noksanlık belirtilerinde, yaprak kenarlarının anlatılan şekilde renk değişikliği gösterip ölmesine karşın, yaprağın geri kalan kısmı uzunca bir sure normal yeşil rengini ve görüntüsünü koruyabilmektedir.
Armutta azot noksanlığı
Armutta azot noksanlığının belirtileri, yapraklar küçük, dar, açık yeşil
renkli olur.
Yaşlı yapraklar sarımsı portakal renkli veya kırmızımsı mor renkli olabilir ve
erken dökülürler.
Yaprak sapları dal ile dar açı oluşturacak şekilde bir görünümdedir, ince ve
kısadır ve eğer noksanlık çok şiddetli ise sapları öldüğü görülür.
Sürgün gelişimi zayıftır. Tomurcuk ve çiçek sayısı az, çiçeklerin döllenme
suresi kısadır. Meyveler olgunlaşmadan renklenirler. Kirazda meyveler koyu
renkli olurlar.
Armutta bor noksanlığı
Armutta bor noksanlığında, çiçekler soğuktan zarar görmüş gibi aniden solar
ve siyah kahve renk alırlar. Fakat bu haliyle düşmeyip bir süre dalda dururlar.
Don zararları aynı görüntüyü yaratmakla beraber, don etkilenmiş çiçekler hemen
dökülürler. Şiddetli noksanlık halinde yaprak çıkışı gecikir. Vegetatif büyüme
noktaları ölür, sürgünler kısa olur, yapraklar küçük ve bozuk şekilli
olurlar. Ancak yapraklarda kloroz görülmez. Elma ve armut meyvelerinde büyük
şekil bozuklukları ve iç ve dışta mantarlaşmalar görülür. Meyveler normalden
küçüktür ve bazen çatlamalar olur. Bor noksanlığından ileri gelen dış
mantarlaşmalar, kalsiyum noksanlığın dan ileri gelen acı benek hastalığı ile
karıştırılmamalıdır. Acı benek dalda ya çok geç dönemde, veya daha çok hasattan
sonra, depolama sırasında ortaya çıkar.
Armutta Demir noksanlığı
Armutta Demir noksanlığında ortaya çıkan
belirtiye kloroz yada sarılık denir. Araz kendisini daha çok kireçli ve besin
bakımından zayıf topraklarda gösterir. Bilhassa yağışlı mevsimlerde araz
şiddetlenmektedir. Kloroz’un demir noksanlığından ileri geldiği durumlarda
yaprak damarları yeşil, buna mukabil damarlar arası doku sarıdır.
Belirti genç yapraklarda başlar, yaşlı yapraklara doğru ilerler. Böyle
yaprakların kenarlarında zamanla kırmızımtırak veya kahverengi kurumalar
oluşur. Fotosentezin aksaması nedeni ile gelişme yavaşlar, verim düşer ve
neticede ağaç ölebilir. Kloroz, bitki bünyesine alınan ihtiyaç fazlası kirecin,
bitki bünyesinde bulunan serbest demirin tutmasından ileri gelir. Klorofil
teşekkülünde katalizatör olarak görev yapan demir, kireç tarafından tutulduğu
hallerde bu görevi yapamaz. Demirin tutulması sadece bitki bünyesinde olmaz.
Aşırı kireçli topraklarda Demir II bileşikleri. Demir III bileşiklerine
dönüşerek toprağa bağlanır ve bitki tarafından alınamaz.
Armutta magnezyum noksanlığı
Armutta magnezyum noksanlığında yaprakların ana damar çevresi ve kenarlara
yakın bölgelerde nekrozlar oluşurken, yaprak kenarları yeşil renklerini
korurlar. Bu belirrtilerin ortaya çıkması mevsim sonlarına doğru olur.
Yapraklarda erken dökülme de görülür. Armutta potasyum noksanlığında
yapraklar sarımsı yeşil renkli olur ve tipik bir şekilde kıvrılma gösterirler.
Yaprak kenarlarında potas noksanlığının tipik belirtisi olan nekrozlar oluşur.
Armutta fosfor noksanlığı
Armutta fosfor noksanlığı ağacın büyümesini yavaşlatır. Yaprak sistemi koyu
yeşil görünümlü, yaprak sapları ve genç sürgünler mor renklidir. Yaşlı
yapraklar bronzlaşır ve erken dökülür.
Armutta fosfor noksanlığında yapraklar küçük, koyu yeşil renkli, bronz veya
mor lekeli olurlar. Yaprak saplan kırmızımsı renkli olup dal ile bağlantıları
dar ay yapacak şekilde dik dururlar. Seyrek bir yaprak sistemi vardır. Yaşlı
yaprakların kenarlarında koyu kahve nekrozlar oluşur. Erken yaprak dökümü
görülür.
Çiçek ve meyve sayısı azdır. Meyveler küçük kalır ve olgunlaşmadan dökülür.
Meyveler cansız donuk renkli, sert ve sık bir dokuya sahip olup, tatsızdırlar.
Fosfor miktarı azota oranla aşırı fazla olduğu takdirde de meyve eti yine kaba
dokulu olur.
Armutta mangan noksanlığı
Armutta mangan noksanlığı simptomları birbirlerine benzerlik gösterir.
Hafif ve orta derecede noksanlık halinde, genç yapraklarda, damar aralarında
hafif renk açılması ortaya Bu renk açılması oldukça hafif olup, ancak, yaprak
ışığa tutulduğunda görülebilir derecededir. Noksanlığının daha şiddetli olması
halinde renk açılması artar ve yaprak ağ görüntüsü alır. Daha sonraki aşamada,
için yaprak yüzeyini beyazımsı sarı renkli noktalar kaplar.
Armutta Kalsiyum noksanlığı
Armutta Kalsiyum noksanlığı daha çok meyvelerde ortaya çıkar. Yapraklarda ise eksiklik belirtileri nadiren görülür. Yüksek düzeyde Kalsiyum eksikliği olan ağaçlarda; en genç sürgün yapraklarının yukarıya doğru kıvrılması, damarlarda ve damar aralarında kloroz meydana gelmesi, ileri aşamalarda ise yaprak kenarlarında sarı-kahverengi nekrozların oluşması gibi belirtiler gözlenir.
Meyvedeki eksiklik belirtileri çok daha belirgindir. Anormal kabuk
bronzlaşması, hasada doğru lentisellerin koyulaşması ve bazen de hasat
döneminde şiddetli meyve çatlaması ile kendini gösterir. Ancak meyvede Kalsiyum
eksikliğinin en önemli belirtisi “Acıbenek” tir. Acı benek, armutta hasada
yakın veya hasattan sonra depolama sırasında meydana gelen; karşıdan
bakıldığında kabuğun üzerinde şekil bozukluğu oluşturan kahverengi-siyah
beneklerle kendini belli eden, fizyolojik bir bozukluktur. Bunların yanında
Kalsiyum eksikliğinde; iç kararması, acı benek, iç sulanması, düşük sıcaklık
zararı ve yaşlanma bozuklukları gibi pek çok fizyolojik bozukluk ortaya çıkar
Armutlar genellikle azota karşı elmalardan daha çok tepki verirler ve meyvelerin kalitelerinde herhangi bir bozulma olmadan rahatça azot gübrelemesi yapılabilir. Ancak azot gübrelemesinde dikkate alınması gereken önemli husus ateş yanıklığıdır. Çünkü aşırı sürgün büyümesi bu hastalığın etkinliğini çok arttırır. Daimi yeşil örtü altındaki bahçelerde de azot ihtiyacı daha fazladır. Genel olarak 250 – 500 gr / ağaç saf azot hesabı ile bir azotlu gübreleme yapılabilir.
SULAMA
Sulama mayıstan eylül sonlarına kadar yapılır.
Sulama aralığı bitkinin isteğine, toprak yapısına, anacın zayıf veya kuvvetli olmasına, yağış ve sıcaklığa bağlı olarak 10-20 gün ile 5- 7 gün arası değişiklik gösterir
ARMUT YETİŞTİRİCİLİĞİNİN TOPRAK İSTEKLERİ
Armut toprak bakımından fazla seçici değildir. Bununla beraber, toprak ne kadar derin, geçirgen, sıcak ve besin maddelerince zengin olursa ağaçların gelişmeleri de o kadar iyi ve verimleri o nispette yüksek olur.
Armut yetiştiriciliğinde, bol verim ve yüksek kaliteli meyveler elde edebilmek için en iyi topraklar derin, sıcak, iyi drene edilmiş tınlı topraklar olmalıdır. Armut yetiştiriciliği için, 46 – 63 cm derinliklerdeki bir toprak profili yeterli olmakla birlikte, biraz daha az derin topraklarda alt tabakanın kök gelişimine müsaade etmesi gerekir ki böylece kökler alt kısımlardan nem sağlayabilsinler.
Armut yetiştiriciliğinde bahçe kurarken en sakınılması gereken topraklar yüzlek kireçli topraklar, kuvvetli alkali topraklar veya alt toprak tabakalarına doğru yüksek oranda kireçli su bulunduran topraklardır ki böyle yerlerde ayva üzerine aşılı armutlar, demir noksanlığından büyük zarar görürler.
Armutlar, topraktaki organik madde miktarının oldukça yüksek olmasını severler. Bu bakımdan zayıf toprakları çiftlik gübresiyle takviye etmek gerekir.
ARMUT YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BAHÇESİ TESİSİ
Armut bahçeleri, ya aşılı fidanlarla veya kurak koşullarda çöğür yetiştirip üzerine aşı yapılarak kurulmaktadır. Armut yetiştiriciliğinde Bahçe kurulurken yaşlı iyi dallanmış fidanlardan yararlanmak en iyisidir. Çünkü, fidanlık döneminde iyi dallanmış fidanlar erken meyveye yatarlar. Armut yetiştiriciliğinde ağaçlar arasında bırakılacak aralık ve mesafeler ekolojik şartlara ve kullanılacak anaca göre değişir. Nemli bölgelerde ayva anaç olarak kullanıldığı zaman 3 – 4 m, orta boydaki ağaçlar için 4 – 6 m ve armut çöğürü üzerindekiler içinde 8 – 12 m aralık ve mesafe yeterli. Kıraçlarda ahlat anacı üzerinde bu mesafeler daha geniş tutulur
ARMUT YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BUDAMA
Modifiye- Lider sistemi terbiye şekli armutlar için iyi gelir. Durum elmadakinin aynısıdır. Armutlarda çok görülen ateş yanıklığı hastalığından dolayı, meydan gelecek dallardaki ölme ihtimali hesaplanarak 4 – 6 ana çatı dalının gelişmesi sağlanır. Bunun için armutlardaki satın alınan fidan 90 – 120 cm yerine 120 – 140 cm uzunlukta olursa daha iyi olur.
Armut yetiştiriciliğinde budama elmalarda olduğu gibi çok hafif olmalıdır. Mahsule yatan ağaçlara hafif bir budama tatbik edilmesi ve yaygın bir gelişmenin temini için dal ve dalcık çıkarması yapılmalıdır.
Mahsul verme durumu bakımından armut çeşitleri iki gruba ayrılırlar
1 – Kısa meyve dalcıklı çeşitler, bu çeşitlerden Beurre Hardy, B. Bosc,
Beurre Clairgeau, Lawson ve Flemish, Beauty' de yeni gelişme daima yeni
kesim yerlerinde olur,
2 – Kuvvetli meyve dalcığı ve sürgün meydana getiren grupta Williams ( Bartlett ), Eastar Beurre, Winter Nelis ve Patrick Barry çeşitleri vardır.
Birinci gruba giren çeşitlere, bol miktarda çiçek gözü teşekkül etmeleri için orta derecede bir budama yapılması gereklidir. Bunlarda keza, kısaltma ile dal ve meyve dalcıklarında seyreltmede tavsiye edilir. İkinci gruba giren çeşitlere ise çok hafif bir budama yapmak gerekmektedir.
Armut yetiştiriciliğinde gerek kışın, gerekse büyüme mevsiminde ağaçlar kontrol edilerek, ateş yanıklığı hastalığı uyku devresinde iken yakalanmalıdır. Bunun için ağacın tepe gelişmelerine bakmak yeterli olur. Bunlara bulaşmış sürgünlerde yapraklar kış mevsimi boyunca kaldıkları için kolayca tanınırlar. Hastalık görülür görülmez hastalıklı kısmın hemen kesilip atılması ileride çok dal çıkarılmasını önlediği gibi hastalığı da frenler.
ARMUT YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SEYRELTME
Bartlett, B. Hardy, B.Bosc gibi çeşitler bazen her huzmede 3 – 5 meyve olacak şekilde meyve bağlarlar ki bunların sayısını 1 -2 ye düşürmek gerekir. Ancak seyreltmede ağaç üzerindeki ürün yükü de dikkate alınır eğer ağacın üzerindeki meyve tutumu yüksek değilse huzmelerde seyreltme yapmaya gerek yoktur. Armutlarda elle seyreltme çiçeklenmeden 50 – 70 sonraya kadar yapılabilir
MEYVE İŞLERİ
Derim
Bir ağaçta derim hiç değilse üç kez tekrarlanmalıdır. Derim olgunluğunun tayininde burada da meyve kabuğunun taban rengi, meyvenin daldan ayrılma durumu meyve etinin sertliği ve tam çiçekten olgunluğa kadar geçen süre dikkate alınır
ARMUT YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SEÇME ve BOYLAMA
İhracat standartlarına göre armutlar Ekstra, Birinci sınıf ve İkinci sınıf
olmak üzere üç kalite sınıfına ayrılır. Meyvelerin her üç kalite sınıfında da
minimum şartlara sahip olmaları gerekir. Buna göre meyveler tam ve sağlam
olmalı, üzerlerinde gözle görülen ilaç artığı bulunmamalı, üzerleri yaş
olmamalı ve yabancı tat ve koku olmamalıdır. Bu sınıflarla ilgili
toleranslar TSE' nin ilgili standardında verilmiştir.